12 Ağustos 2017 Cumartesi

iki buçuk

Hocam dedi, telefonunuzda feysbukta bir resme bakabilir miyim? Sesi tanıdık değildi, daha ben ne olduğunu anlamadan, ekledi; bugün kapalıya iadem var! Simasını hatırlıyordum, adını hatırlayamamıştım ama, samimi olduğum hükümlü çocuklardan biri değildi. İstediği şeyin, kurum kurallarına aykırı oluşu umurunda değildi... Tereddüt etmedim, uzattım telefonu, sizin feysinizden bakabilir miyiz hocam dedi? Tabi dedim, feysime girip, tekrar uzattım telefonu. Yaklaşık iki üç dakika kadar uğraştı, arama kısmına bir şeyler yazıyor, siliyor, tekrar yazıyordu...Hocam bir de siz deneyin deyip, bana uzattı, söylediği ismi girdim. Hayır hocam dedi, bunlardan hiç biri değil, sağolun deyip, çıktı odadan... Yemekten sonra, kurum binasının hemen yanındaki gölgede, diğer çocuklarla sohbet ederken, çıka geldi, hocam dedi tekrar deneyebilir miyiz, bu sefer benim feysimden deneyelim! Açık alanda, herkesin içinde istemesi, külli yasaktı. İkiletmedim, oturdu yanı başıma, defalarca denedi, yine olmadı, hocam siz deneyin denedi, hep aynı uyarı; ya şifre ya kullanıcı adı yanlış! Hızlı adımlarla ayrıldı yanımdan, bir iki dakika sonra yine geldi, hocam dedi, telefon etmeye gitmiştim, elinde bir kağıt parçasının üzerinde bir şeyler yazılıydı, denedik defalarca, olmadı bir türlü...

Öğleden sonra çocuklarla voleybol oynayacaktık, odama çekilmiştim! Hocam diyerek girdi içeri, bu sefer tamam, bir kez daha deneyebilir miyiz? Söylediği ismi girdim arama kısmına, hocam işte bu dedi heyecanla! Oğlum dedim, bu resim, biraz önce de çıkmıştı zaten. Hocam dedi, profil fotoğrafını değiştirmiş, tanıyamadım, iki buçuk yıl oldu görmeyeli...Sadece iki fotoğraf vardı, baktığı feys sayfasında, dakikalarca düşürmedi elinden telefonu, kah resmi küçültüyor, kah büyültüyor, baktıkça bakası geliyordu sanki... Sağolun hocam dedi, başka hiçbir şey söylemeden çıktı kapıdan, yine... Bugün menüde voleybol vardı, kapalı spor salonuna inip, voleybol oynamaya başlamıştık ki, ilk setin ortalarıydı, bu sefer salona geldi. Hocam dedim, fotoğraflara tekrar bakabilir miyim? Durdurdum oyunu, feysime girip, verdim telefonu, ama dedim, sakın bir yerlere bir şeyler yazma ama! Tabi hocam dedim, aldı telefonu, geçti kenara, yaklaşık beş dakika sonra getirdi telefonu, sağolun demeyi yine ihmal etmedi. Neyse, iki voleybol katili de bizim takıma düştüğü için kaybettiğimiz maç sonrası, odamda daha yeni yeni soluklanmışken, tekrar odama girdi, daha rahat daha keyifli görünüyordu... Hocam dedi, yine bakabilir miyim? Belliydi, bu sefer sadece bakmaya gelmemişti, anlatmaya gelmişti... Anlattı hikayesini, hocam dedi, iki buçuk yıldır görüşmüyoruz dedi, en son ne zaman yüz yüze geldiniz dedim, hiç dedi! Nasıl yani dedim, oturup bir çay içmediniz mi? Hayır hocam dedi, hiç yüz yüze gelmedik... Neden dedim, hocam dedi, iki buçuk yıldır içerideyim. İyi ama, izin kullandığında gitmedin mi yanına dedim? Olmadı hocam dedi, bir türlü olmadı, bir şeyler oldu, olmadı işte! Fotoğrafı var mı dedim? Yok dedi! Senin onda var mı dedim? Yeni gönderdim dedi, bir arkadaşıma gönderdim, o da, ona verecek dedi... Kapalıya iadem çıkmasaydı, yakında izne çıkacaktım, o zaman görürdüm belki... Yaşadığı yeri, babasını, okulunu, abisini, nasıl tanıştıklarını, neler olduğunu anlattı uzun uzun... Hocam dedi, onu gördüm ya, fotoğraftada olsa, bu bana yeter dedi. Ne kadar cezan kaldı dedim, bir buçuk yıl kadar dedi. Korkuyorum dedi, bu bir buçuk yıl geçer geçmesine de, sonrasında yine bir şeyler olur, onu yine göremem diye...


Sağolun hocam dedi, yavaşça kalkıp, çıktı kapıdan...

2 yorum:

  1. Bazen gormemek en iyisi, tebessum tadinda, ah tadinda, tam kivaminda. Insaniglunun fitratinda var guzel olani eline yuzune bulastirmaya. Olsun oyle, kalsin boyle cunku zaman her guzel duygunun aleyhine. Bu arada, bir hocadan diger hocaya, ogrenciletin ile iliskine eyvallah !

    YanıtlaSil
  2. Can yaksa da, ya da can okşasa da, yüzleşmeye sınanmaya inanırım;çoğu zaman, dediğiniz gibi, aleyhte olacağını bile bile... Eyvallah.

    YanıtlaSil