30 Ekim 2017 Pazartesi

Kabul

Yaralıysan, bir başkası değil, kendin sarasın diye.

Yükün ağırsa, bir başkası değil, kendin taşıyasın diye...

Sözün varsa, anlaşılsın diye değil, önce sen anla diye...

Biri varsa, o değil, sen varsın diye...

Çukur varsa, bir başkası kazdı diye değil, sen düşeceksin diye...

Arayış varsa, bulasın diye değil, nasibin diye...

İki yarım, 1 etmez oğlum, iki yarım, 2 yarımdır... İki 1, 2 eder, yine 1 değil...

Kızma Gücenme Sitem etme ;

Kabullen...





Düstur

- Ya olursa - diye, her yeni sözümüz, her yeni arayışımız, her yeni bir kapıyı çalışımız! İçten içe biliyoruz oysa, hadi yapmayın, siz de biliyorsunuz; olmayacağını... Bu, anlatılır değil, anlaşılır bir şey. Her çarpışmamızda bir söz, bir şiir, bir şarkı ya da biri ile, bile bile hep aynı tatmin kırıntısı... Sofraya aç oturulur, aç kalkılır, düstur budur, amenna... Sadece okuduğunu, duyduğunu  anlayacaksa, öyle okuyanı / dinleyeni, neyleyim ben...

26 Ekim 2017 Perşembe

Unut

Unutma demiştim,
Ne kadar çok konuşur/yazarsan, o kadar az anlatırsın demiştim.
Dert etme, anlayamayacağını biliyordum...

18 Ekim 2017 Çarşamba

Büklüm

Mezarlıktan dönen birine, nasılsın diye sorulmaz! Susulur, dil bükülür, boyun bükülür, oturulur dizinin dibine...

Elhamdülillah

Mutlu olmak için yaratılmadı ki, olmadığı için üzülsün! Ne için yaratıldığını henüz bilmiyordu, ama, ne için yaratılmadığını biraz geç olsa da öğrenmişti... Buna da şükür dedi; elhamdülillah...

16 Ekim 2017 Pazartesi

Kardan adam

Dedi ki, bittim.
Dedim ki, sahi mi?
Ölüşünü izledim,
Ben, kardan adam...

12 Ekim 2017 Perşembe

9 Ekim 2017 Pazartesi

Sitem

Ne kadar seviyorsun dedi. Bilmiyorum dedim. Ne demek bilmiyorum dedi ve gitti. Gidişine değil, anlamayışına sitemim...