Yaralıysan, bir başkası değil, kendin sarasın diye.
Yükün ağırsa, bir başkası değil, kendin taşıyasın diye...
Sözün varsa, anlaşılsın diye değil, önce sen anla diye...
Biri varsa, o değil, sen varsın diye...
Çukur varsa, bir başkası kazdı diye değil, sen düşeceksin diye...
Arayış varsa, bulasın diye değil, nasibin diye...
İki yarım, 1 etmez oğlum, iki yarım, 2 yarımdır... İki 1, 2 eder, yine 1 değil...
Kızma Gücenme Sitem etme ;
Kabullen...
30 Ekim 2017 Pazartesi
Düstur
- Ya olursa - diye, her yeni sözümüz, her yeni arayışımız, her yeni bir kapıyı çalışımız! İçten içe biliyoruz oysa, hadi yapmayın, siz de biliyorsunuz; olmayacağını... Bu, anlatılır değil, anlaşılır bir şey. Her çarpışmamızda bir söz, bir şiir, bir şarkı ya da biri ile, bile bile hep aynı tatmin kırıntısı... Sofraya aç oturulur, aç kalkılır, düstur budur, amenna... Sadece okuduğunu, duyduğunu anlayacaksa, öyle okuyanı / dinleyeni, neyleyim ben...
26 Ekim 2017 Perşembe
Unut
Unutma demiştim,
Ne kadar çok konuşur/yazarsan, o kadar az anlatırsın demiştim.
Dert etme, anlayamayacağını biliyordum...
Ne kadar çok konuşur/yazarsan, o kadar az anlatırsın demiştim.
Dert etme, anlayamayacağını biliyordum...
18 Ekim 2017 Çarşamba
Büklüm
Mezarlıktan dönen birine, nasılsın diye sorulmaz! Susulur, dil bükülür, boyun bükülür, oturulur dizinin dibine...
Elhamdülillah
Mutlu olmak için yaratılmadı ki, olmadığı için üzülsün! Ne için yaratıldığını henüz bilmiyordu, ama, ne için yaratılmadığını biraz geç olsa da öğrenmişti... Buna da şükür dedi; elhamdülillah...
16 Ekim 2017 Pazartesi
12 Ekim 2017 Perşembe
11 Ekim 2017 Çarşamba
9 Ekim 2017 Pazartesi
Sitem
Ne kadar seviyorsun dedi. Bilmiyorum dedim. Ne demek bilmiyorum dedi ve gitti. Gidişine değil, anlamayışına sitemim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)