18 Temmuz 2017 Salı

tamam

Güzel insanlar tanıdım, hep belli bir mesafeyi korumam gereken! Gerekliydi biliyorum, herkesin iyiliği için. Bir şeyleri, her zaman doğru ve yanlış ile tanımlayamazsınız, anlamı yoktur ki olsa bile, faydası yoktur. 20li yaşların kıyılarında dolaşırken, yaptığımız yaren sohbetlerinde ki dedikodusuz gıybetsiz yalansız olurdu, çekirdek olurdu, çoğu zaman ya kapı önü ya sokak lambasının altı olurdu, saatler boyu olurdu , şunu hep merak ederdik ama; bu yaşta böyle oluyorsa, kim bilir 40lı yaşların kıyılarında dolaşırken nasıl olurdu? Yavaş yavaş da olsa öğreniyor insan; ömür, çok az şey ile doğru orantılı oluyor. Bu iyi mi, kötü mü bilmiyorum! Bir şeyi iyi mi kötü mü olduğunu, doğru mu yanlış mı olduğunu çoğu zaman o anki şartlar belirler ve o şartlar, o an için çoğu zaman belirsiz ve can yakıcıdır... 'Neden' sorusunu çok sevdim, hep daha da sevdim. İnsanları sevdim, hikayelerini sevdim, söylediklerinin yüzü suyu hürmetine sustuklarını sevdim, anlamayacaklarını bile bile sevdim, yanlış anlayacaklarını bile bile sevdim, bunda haklı olduklarını bile bile sevdim. Bir kuyudan bir kuyuya el uzanamayacağını bile bile sevdim... Her kuyunun bir kişilik olduğunu bile bile sevdim... Bir kuyu, nasıl anlatılır, bilemiye bilemiye sevdim... Neden sorusunun, anlamını yitirdiğini göre göre sevdim... Çok yazdım, çok sildim, çok konuştum, çok dinledim, çok sustum, artık anlıyorum ki, artık anladım ki, söylemeye dilim ar ediyor ama, bir kuyudan bir kuyuya el uzanmıyor! Kabullenmek gerek... Kabullenmek gerek... Kabullenmek gerek... Biraz baş ağrısı, biraz uykusuzluk, biraz keman, biraz ney sesi, bu tarifsiz acı...


Tamam, kabul ettim...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder